Dr. Açık, gıda takviyelerinin ilaç olmadığını vurgulayarak, “Gıda destekleri, olağanda bedenimizin gereksinim duyduğu vitamin, mineral ve öbür besin öğelerini almak için kullanılır.
Ancak, bunların bilinçsiz kullanımı, kimi sıhhat sorunlarına yol açabilir” dedi. Desteklerin, bilhassa toplumsal medya ve influencerların tesiriyle çok yaygın bir formda kullanıldığını belirten Dr. Açık, “Pandemi dönemiyle birlikte beşerler, bağışıklıklarını güçlendirebilmek ismine her türlü takviyeyi almaya başladılar. Fakat bu durum, kimi önemli sıhhat risklerini de beraberinde getiriyor” formunda konuştu.
‘Sosyal medya üzerinden verilen tekliflere kulak asılmamalı’
Dr. Hasan Açık, bilhassa toplumsal medya üzerinden yayılan yanlış bilgilerle besin desteklerinin gereksiz yere kullanılmasının sıhhat açısından tehlikeli olabileceğine dikkat çekti. “Doğru takviyeyi yanlışsız kişi ve yanlışsız vakitte alırsanız bir ziyanı yoktur. Lakin, kendi kendine yapılan yanlış kullanımlar, uzun vadede önemli sıhhat problemlerine yol açabilir” diyen Açık, örnek olarak şunları verdi:
- Uzun müddetli selenyum kullanımı, kemik iliği kanserine yol açabilir.
- Aşırı C vitamini alımı, böbrek taşı ve ishal üzere sıkıntılara neden olabilir.
- Yanlış magnezyum türevleri mide sorunlarına yol açabilir.
- Kan sulandırıcı tesiri olduğu için, kanama sorunu olan bireylerde önemli sıhhat risklerine neden olabilir.
- Aşırı dozda kullanımı, kan pıhtılaşmasını artırarak felç yahut kalp krizi riskini yükseltebilir.
‘Hekim denetimi önemli’
Dr. Açık, “Bireylerin vitamin ve mineral desteği almadan evvel bir uzmandan onay alması büyük ehemmiyet taşır. Bilhassa internet ve toplumsal medya üzerinden yayılan bilgilerle hareket edilmemeli, hekimler ve diyetisyenlerle bu bahiste görüşülmelidir” formunda uyardı.
Dr. Açık, insanların sağlıklı kalma ve hoş yaşlanma isteği üzere ruhsal faktörlerin, besin desteği kullanımını tetiklediğine dikkat çekti. “Birçok insan, sağlıklı kalmak ve yaşlanmayı ertelemek için bu desteklere başvuruyor. Kendilerini araştırdıklarını ve sıhhat okuryazarlıklarının yüksek olduğunu düşünüyorlar. Lakin, toplumsal medya ve influencerlar üzerinden yapılan tanıtımların çok gerçek olamayabileceğini unutmamak gerekir. Bu şahıslar, geride kalmama isteğiyle, bazen gerçek yahut yanlış olmasına bakmadan bu destekleri almaya başlıyorlar” diye belirtiyor, vitamin desteği ile ilgili süreçleri şu biçimde açıklıyor:
“Biz çoklukla vitamin desteği önerdiğimizde, hastalarımız öncelikle bir şikayetle başvururlar. Şikayetin akabinde, hastaya ikincil olarak kan tetkikleri yapıyoruz. Bu tetkikler sayesinde hangi vitaminin eksik olduğunu ve hastada rastgele bir kansızlık olup olmadığını belirliyoruz. Yorgunluk, halsizlik, unutkanlık, uyuşma üzere semptomlar, bu eksikliklerin işareti olabilir. Bu durumda, gerekli ilaçları yazıyoruz. Fakat kimi hastalarda, kan analizlerinde vitamin düzeyleri olağan olsa da şikayetler devam edebiliyor. Bu üzere durumlarda, olağan dozların yetersiz olduğunu düşünerek, örneğin B12 yahut magnezyum üzere destekleri olağan düzeyin biraz üzerine çıkararak eklemeyi tercih edebiliyoruz. Bu, hastanın şikayetlerini daha süratli çözebilmek için kıymetli bir yaklaşımdır.”
‘Bilinçsizce kullanılan destekler organ hasarına yol açabiliyor’
“Doğru takviyeyi, yanlışsız kişi ve gerçek vakitte aldığınızda teknik olarak ziyanı yoktur. Örneğin, D vitamini yanlışsız dozajda alındığında bir ziyan oluşturmaz. Lakin, son yıllarda sıkça karşılaştığımız bir örnek olan selenyum desteği hakkında ikazda bulunmak gerekir. Selenyum, kronik kullanımda kemik iliği kanserlerine yol açabilir. Bu yüzden destek kullanımı şahsa özel ve doktor önerisiyle yapılmalıdır.
C vitamini, gereksiz halde fazla alındığında böbrek taşı ve ishal üzere meselelere neden olabilir. Beşerler, daha sağlıklı olmak ismine C vitamini dozlarını gereksiz yere artırabiliyorlar. Meğer, beden günde 1 gramın üzerinde C vitamini almadığında bu vitamini emememektedir. Bir öbür sık karşılaşılan kusur ise magnezyum türevlerinin yanlış kullanımıdır. Bilhassa kimi eski form magnezyum formları mideyi rahatsız eder, fakat beşerler buna karşın kullanmaya devam edebiliyorlar.
Omega-3 yağ asitleri ise kan pıhtısını azaltıcı tesiriyle bilinir. Lakin, kan sulandırıcı ilaç kullanan hastalar, doktor onayı olmadan omega-3 kullanmamalıdır. Ayrıyeten son yıllarda tanınan olan D ve K vitamini kombinasyonları, yanlışsız kullanıldığında kemik sıhhatine yararlıdır. Lakin menopoz sonrası devirde yahut kalp krizi geçirmiş, felç geçirmiş bireylerde yanlış kullanım pıhtılaşmayı artırarak kalp krizi yahut felç riskini tetikleyebilir.
A vitamini ise çok kullanıldığında karaciğer hasarına yol açabilir. Bu sebeple, göz sıhhati ve cilt sıhhati için A vitamini kullanan şahısların nizamlı olarak karaciğer enzimlerini denetim ettirmeleri gerekmektedir.
Son olarak, yüksek dozda kalsiyum ve D vitamini kullanan şahıslarda böbrek taşı ve böbrek hasarı gelişebilir. Bu destekler, kemik sıhhatini artırmak hedefiyle kullanılsa da, fazla alındığında böbreklerde birikim yaparak önemli sıhhat meselelerine yol açabilir.”
Dr. Hasan Açık, vitamin desteklerinin şuurlu ve doktor önerisiyle kullanılmasının son derece kıymetli olduğunu vurguluyor. Destekler hakkında yapılan araştırmaların her vakit yanlışsız olmayabileceğini belirterek, vatandaşların internet üzerinden aldıkları bilgileri profesyonel bir sıhhat uzmanına danışarak değerlendirmeleri gerektiğini tabir ediyor.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
