Uçmak, insanoğlu için inanılmaz bir muvaffakiyetim. Wright biraderlerin fitilini ateşlediği bu tutku, günümüzde o kadar yaygın ki, Federal Havacılık İdaresi’ne (FAA) nazaran yalnızca günde 45.000’den fazla uçuş gerçekleşiyor. Ve bu data yalnızca Amerika’ya ait…
Tabii işe yalnızca A noktasından B noktasına gitme fikriyle bakmamak gerek. Eminim hepimiz gökyüzündeki sonsuz yalnızlığı tecrübe etmeyi istiyor ya da ediyoruz.
Düşünsenize, 10.000 feet yüksekte tek başınıza yeryüzünün tüm kanunlarından uzakta seyahat ediyorsunuz. Şanslı kimi şahıslar -hatta kimi okuyucularımız da- bunu haftada 2 kere yapıyor. Geri kalanlarımız için ise en az bir o kadar düzgün bir seçenek var: Microsoft Flight Simulator (MCFS).
Asgari Alçalma İrtifası
Öncelikle, üzülerek belirtmeliyim ki, oyun müthiş bir çıkış süreci geçiriyor. Günümüzde artık bir gelenek haline gelen bu durumu iliklerine kadar yaşıyor MCFS24. Hem de iddia edeceğinizden çok daha fazla.
Oyundaki birinci birkaç saatimi özetlemem durumun vahametini anlamanız ismine faydalı olacaktır. Oyunu açtığınızda öncelikle uzun bir yükleme ekranıyla karşılaşıyorsunuz. Bu ekrana alışmaya çalışın çünkü oyunu her açtığınızda, evet her seferinde, karşınıza çıkmayı sürdürecek.
Ana ekranda birden fazla oyun modu görsem de, birinci olarak özgür uçuş (oyun büsbütün Türkçe bu ortada, ilerleyen anlarda ona da değineceğim) kısmını denemek istedim. Klasik bir Ankaralı üzere, Ankara-İstanbul ortasında süratli bir uçuş yapmayı tercih ettim. Ama oyunun birinci günlerinde oyuna giriş yapan herkes üzere, ben de “bant genişliği” meseleleri yüzünden uzun bir bekleme ekranında kalakaldım.
“Eh, bu türlü olmayacak” diyerek oyuna bir sefer daha girdim. Yeniden klasik yükleme ekranı, bu müddet zarfında Pokemon TCG Pocket’ta savaş falan yapar vaziyetteyim. Yeniden ana menü…
Bu kere meslek modunu denemek istedim zira aslında en çok heyecanlandığım mod buydu. Oyun bu sefer de pilotumu tasarlarken kapanıverdi. Pes etmedim, bir daha girdim. Yeniden yükleme ekranı, tekrar birebir hata… Oyunda 30 saati devirmeme karşın uçuş müddetim 20 saati geçmemiştir sanıyorum.
Son birkaç gündür sunucu sıkıntıları sık sık karşıma çıkmıyor lakin bunun oyuncu sayısının düşmesiyle gerçek orantılı olduğunu düşünüyorum. 24.000 eş vakitli oyuncuyla açılış yapan MCFS24, şu sıralarda 9.000 kadar pilota mesken sahipliği yapıyor.
Oyunun bu derece meseleler yaşamasının sebebi ise Asobo’nun denediği yeni bulut sistemi.
Bulut Tavanı
Bu yeni sistem, aslında bu tip devasa simülasyonlar için altın anahtar misyonu görebilir. Lakin şu anki haliyle değerlendirmeye almak bile imkansız.
Aslında sistemin mantığı çok kolay. Tüm manzaraları ve içerikleri evvelden indirmek yerine, bir nevi stream ediyorsunuz. Bu da saklama alanında büyük bir rahatlık sağlıyor. Zira bir evvelki oyun güncellemeler ile birlikte neredeyse 300GB alan kaplayacak hale gelmişti. MCFS24 için ise yalnızca 11 GB üzere epey düşük bir indirme yapıyorsunuz.
Hatta Asobo CEO’su Sebastion Wloch, yaptığı açıklamada bu indirmeleri “neredeyse” hissetmeyeceğimizi söylemişti. Kendisinin oyunu açıp oynamasını isterim elbette şu haliyle.
Dediğim üzere ilerleyen periyotlarda bu sistem, bilhassa MCFS üzere oyunlar için kurtarıcı olabilir. Tüm dünyayı bilgisayarınıza ya da konsolunuza indirmeye çalışmaktansa, bu daha mantıklı geliyor kulağa. Ama şu anki haliyle tam bir hayal kırıklığı.
Bırakın yeryüzünü; modeller, karakterler, havalimanları hatta bazen uçağın içindeki denetimler bile yüklenmiyor. O denli ki bu durum beni internetin birinci çağlarına götürdü. Güya dial-up ile internete bağlanmışım, YouTube’dan görüntü izlemeye çalışırken “buffering” yazısını görüyorum.
Ve unutmayın, oyunda dev uçuşlar gerçekleştirebiliyorsunuz. Yani kıtalararası uçuşlarda, kestirim edemeyeceğiniz kadar makûs deneyimler yaşayacaksınız.
En azından oyunun şimdiki haliyle.
Devamlı Yeşil Işık
Peki bu sıkıntıları aşabilir ve oyunu oynayabilirseniz? İşte o vakit tekrar Flight Simulator’ın beşerde yarattığı özgürlük hissini tadabiliyorsunuz.
Evet, oyun hakikaten çok sıkıntılı bir halde ve bu haliyle kimseye MCFS2024’ü önermek istemem. Fakat havada olmayı sevenler için maalesef daha hakikat bir seçenek yok.
Motorsuz planörlerden, helikopterlere, savaş jetlerine, pervaneli ya da dev ticari uçaklara kadar her havacılık tutkununa hitap edecek seçeneği var MCFS24’ün. Hele ki yeni eklenen meslek modu, Euro Truck Simulator 2’ye taş çıkartacak kadar uygun.
Oyunun meslek modu o kadar keyifli ki, bugüne kadar neden denenmemiş dedirtiyor beşere. Mesleğinize ufak bir uçak ya da helikopter pilotu olarak başlıyor, vazifeleri tamamladıkça daha fazlasına ulaşıyor ve dev ticari uçaklar bile kullanabiliyorsunuz.
Bunun için hoş bir sistem geliştirilmiş. Tamamladığınız vazifeler ile para kazanıyor, para kazandıkça yeni sertifika programlarına girebiliyorsunuz. Dediğim üzere evvel ufak pervaneli uçaklar için ehliyetinizi alabiliyor, daha sonra dev kargo ya da nakliyat işleri yapabiliyorsunuz. Sertifika sistemi iki ana kola ayrılmış: uçaklar ve helikopterler.
Maalesef HOTAS setimi sattığım için helikopter kullanmakta çok zorlandım. Bilhassa gamepad ile oynarken ince ayarları yapmak neredeyse imkansız hale geliyor. Klavye ve Mouse ile de istediğim hissi alamıyorum şahsen. O yüzden direkt olarak uçaklara yöneldim.
Bu modda birinci olarak PPL yani özel pilot lisansı alarak başlıyorsunuz. Bu da size kimi ufak gezinti misyonlarına erişme imkanı tanıyor. Şirketin verdiği uçaklarla müşterilerinizi belirli bölgelerin üstünde uçurarak vazifenizi tamamlıyorsunuz. Para verip yeni sertifika imtihanlarına girdikçe, görevlerinizin çeşitliliği de artıyor.
Ben bu çeşitlilikten de çok şad kaldım. Örneğin en başlarda 30-40 dakikalık kolay uçuşlar gerçekleştirirken, ilerledikçe görevlerinizin teferruatı artıyor. Mesela ünlü bir iş adamı, kendi jetini teslim etmenizi istiyor. Natürel kendisi dağın doruğunda olduğu için fırtınaya girmek ve fırtınaya karşın uçağın hasar almamasını sağlamalısınız.
Ya da birtakım misyonlarda paraşütle atlayış yapmak isteyen yolcularınızı 10.000 feet’e kadar çıkartmanız gerekiyor. Sabit bir süratte kalıp atlamaları için işaret veriyor ve daha sonra kendi inişinizi yapabiliyorsunuz.
Tabii aracı kullandığınız misyonlardan çok para kazanmak mümkün değil. Zira aracınız, yararınızın büyük bir kısmına el koyuyor. Bu yüzden asıl amacınız, kendi şirketinizi kurmak!
Dikey Sapma
Evet, yeni meslek modunda kendi uçuş şirketinizi kurup kendinize uçaklar alabiliyorsunuz. Lakin kestirim edebileceğiniz üzere bu o kadar kolay değil.
Bir sefer bu noktada meslek modunun en büyük aksaklığını görebiliyorsunuz. Modda para kazanmak, hele birinci düzeylerde, neredeyse imkansız.
Birincisi, Asobo sizlere uçuşlarınız için “skip” seçeneği koymuş. Yeni sertifikanız için çok az paraya gereksiniminiz var diyelim. İstemsiz biçimde uçuşun kimi kısımlarını geçmek istiyorsunuz. Zira size bu türlü bir seçenek sunulmuş.
Örneğin her uçuş öncesi uçağın etrafını gezmek ve takozları çıkarmak istemiyorsunuz. Skip tuşu ile bu kısımdan kurtulabilir ve direkt olarak uçağın içerisine geçebilirsiniz. Lakin bunu yaptığınız vakit, esasen kuş kadar olan fiyatınızdan kesildiğini görüyorsunuz. Kazanacağınız 2.500 kredinin 500’ünün buraya gittiğini düşünün.
İlk düzeylerde kazandığınız paralar o kadar az ki, pek çok üst sertifika için en az 20 uçuş tamamlamanız gerekiyor. Eee, oyunun bu haliyle de bunu tamamlamak çok lakin çok sıkıntı.
Daha da kötüsü, “başardım” zannettiğiniz anlarda başınıza geliyor. Örneğin uzun bir uğraş sonucu aldığınız birinci uçağınız ile birinci uçuşunuzda oyun kapanabiliyor. Meslek moduna girdiğinizde ise uçağın düştüğünü ve hasarlı olduğunu görüyorsunuz. Artık o düşük kredili vazifelerden en az 20 tane daha yaparak uçağınızı tamir etmek zorundasınız.
Yaşadık, onun da hükümdarını yaşadık…
Bu ortada oyunda Türkçe lisan takviyesi olması da harika. Yalnız bu da, varsayım edebileceğiniz üzere, meselesiz formda çalışmıyor. Direkt çeviriyi AI’a seslendirmeyi tercih etmiş Microsoft -ki rahatsız edici değil. Ama vakit zaman oyun kendi başına nazaran metinleri İngilizce bırakırken, yapay zeka bunları Türkçe okumaya çalışıyor. O anlarda yarılıyorsunuz.
Emniyet İkazı
Oyuna yeni eklenen Dünya Fotoğrafçısı modu da oldukça ilgi alımlı. Bu mod sayesinde dünyanın en özel bölgelerine giderek fotoğraf vazifeleri yapabiliyorsunuz. Bu bölgeler Asobo tarafından elle tasarlandığı için, epey gerçekçi görünüyorlar.
Tabii düşünceler bu modda da baş gösteriyor. Yani evet, buralara gitmek ve gezmek epey keyifli lakin bir sefer oynadığınız kısmı bir daha oynamak için sebebiniz yok. Zira bu modda size verilen 3 farklı direktifi tıpkı anda tamamladığınız vakit misyonu tamamlamış oluyorsunuz. Ne bir kalkış sekansı, ne bir iniş sekansı ne de bir uçuş sekansı.
“Suya in, arttan fotoğraf çek, tüm binalar görünsün”. Bu kadar kolaya indirgenmiş.
Son Söz
Oyun çıkış yapmadan evvel gelen açıklamalar ve imgeler nedeniyle çok heyecanlanmıştım. Ne palavra söyleyeyim hevesim nitekim kursağımda kaldı. Evet; ışıklandırmalar, görseller ve yeni fizik sistemi sahiden olağanüstü. Örneğin bahsetmedim ancak ufak uçaklarda rüzgarın şiddetini inanılmaz biçimde hissedebiliyorsunuz. Bir ticari uçururken fırtınada kanatlarınızın sallandığını görmek çok tatmin edici. Ama tam bu ayrıntılara yükselirken oyununuz kapanıyor ya da beklemediğiniz bir yanlışla karşılaşabiliyorsunuz.
Yukarıda da söyledim, Microsoft Flight Simulator 2024’ü şu haliyle önerebilmem mümkün değil. Lakin ilerleyen periyotlarda oyun düzelir ve çok daha stabil hale gelirse, bu defteri bir sefer daha açarız.
O vakte kadar, Microsoft Flight Simulator 2020’ye devam.
